Aile Sağlamlığını Etkileyen Anahtar/Önemli Sistemler
Aile sağlamlık perspektifinden bakıldığında bireysel sağlamlık ve fonksiyonel aile yapısına katkıda bulunan birçok faktör vardır. Walsh (1998) yüksek risk durumlarında stresi ve yaralanabilirliği azaltmak, iyileşmeyi desteklemek, kriz durumuna rağmen ailenin gelişmesini sağlamak ve uzun süren kriz durumları ile başa çıkmayı kolaylaştırmak için aileleri güçlendirmek adına aile sağlamlığını etkileyen anahtar sistemlerin kavramsal bir modelini geliştirdi. Modelde aile psikolojik sağlamlığını etkileyen önemli sistemler 3 ana ve 9 alt başlık altında toplanmıştır: Aile inanç sistemi (Güçlükleri Anlamlandırmak, Olumlu Bakış, Değerler ve Maneviyat), Örgütlenme modelleri (Esneklik, Bağlılık, Sosyal destek) ve İletişim ve Problem Çözme (Netlik, Duygusal ifadede açıklık, İşbirlikçi problem çözme).
Bir ailenin krizi, sorunu ve seçeneklerini nasıl değerlendirdiğini belirleyen en etkili mekanizma aile inanç sistemidir. Bu sistem köklerini çok kuşaklılık, sosyokültürellik, manevilikten alır ve inanç sistemi aile, sosyal çevre, hikayeler ve miras yoluyla aktarılır. Bir ailede var olan inanç sistemi ailenin hayat zorluklarına karşı nasıl bir tutum sergileyeceğini düzenleyebilme gücüne sahip olmakla birlikle aynı zamanda bu inanç sistemleri de bazı deneyimlerle yeniden düzenlenebilir. Aile dayanıklılığını destekleyen yapı ise ailenin işlevselliğini artıran, aile bireyleri arasındaki bağı güçlendiren, olumlu uyumlanma ve gelişme için seçenek yelpazesini genişletmeye uygun bir ortak inanç sistemdir. Stresin nedensel bağlamda araştırılmasının ve zorlukların anlaşılır kılınmasının aile üyelerinin bu zorluklar karşısında ortak bir mücadeleye girmesini sağlayacağını (güçlükleri anlamlandırma); ailenin güçlü yanlarını ortaya koyarak, yapabileceklerine ve sonuna kadar sabredebileceklerine olan inancın desteklenip başarısızlık ve çaresizlik hisleri ile başa çıkmayı öğreterek ve zorluk seviyesi ne kadar yüksek olursa olsun durum değerlendirmesi yaparak ve elindeki kaynakları kullanarak ileriye dönük olumlu adımlar atayabileceğini (umutlu ve olumlu bir bakış); ailelerin krizin değişim ve gelişme için bir fırsat olduğu inancı ile hareket ederek iyileşebileceklerini ve daha anlamlı ilişkiler kurabileceklerini (aşkın ve manevi değerlerden yararlanma/inanç) savunur. Tüm bunları aile dayanıklılığını destekleyen önemli noktalar olarak görür (Walsh, 2002).
Aileler yaşam zorluklarını aşmak için yaşayış şekillerini ve ilişkilerini düzenlemelidir. Aile, var olan güçlüğü tamponlayıp, dengeleyip, tekrar istikrar kazanarak yani yeni duruma uyarlanabilir bir değişim yaşayarak (esneklik); kriz veya çoklu stres koşullarında olası aile içi ilişki bozulmalarında veya fiziksel mesafe oluşması durumlarında aile bireyleri bütünlüğü koruyarak (bağlılık); ani ve kademeli ekonomik ve sosyal zorluk durumlarında ailenin uzak ve yakın akraba gibi tüm kaynaklarını seferber ederek (sosyal ve ekonomik kaynaklar/finansal güvenlik) sağlamlığını destekleyebilir.
İletişim süreçleri ile belirsizliği tetikleyen, endişe yaratan bir takım sorunlar yaşandığında aile üyeleri sorunu konuşmamak, örtbas etmek veya sessiz kalmak yerine sorunla uyumlu ve açık mesajlar vererek (netlik); stresli durumla ilgili yoğun duyguların paylaşılması için güvenli bir ortam yaratarak (duygusal ifadede açıklık); var olan veya muhtemel zorlukların üstesinden gelmek için yeni stratejilerin düşünülerek ve hali hazırda bir B planı oluşturmalarını teşvik ederek (İşbirlikçi problem çözme) aile sağlamlığını destekleyebilir.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda psikolojik sağlamlık ve psikolojik iyi oluş arasındaki etki sıklıkla çalışılırken, aile psikolojik sağlamlık ve psikolojik iyi oluş etkisi ile çalışmalara daha az rastlanmaktadır. Psikolojik sağlamlık ve iyi oluş ilişkisini inceleyen çalışmalar ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencileriyle, öğretmenlerle, ebeveynlerle, kanser hastaları ile yürütülmüştür ve değişkenler arasında pozitif yönde bir ilişki saptanmıştır.
Aile sağlamlığı ile yapılan çalışmalara bakıldığında, çeşitli risk gruplarındaki ailelerle çalışmaların yapıldığı görülmektedir. Kronik ağrı yaşayan bireylerin aileleriyle (West vd., 2012), engelli çocuğu olan ailelerle (Greeff ve Van den Berg, 2013), zorbalık mağduru ilkokul çocuklarının aileleriyle (Greeff ve Nolting, 2013), travmatik beyin ve omurilik yaralanması geçiren bireylerin aileleriyle (Simpson ve Jones, 2012), kalp sorunu ve prostat kanseri yaşayan bireylerin aileleriyle (Greeff ve Wentworth, 2009; Greeff ve Thiel, 2012), ruhsal sorunları olan bireylerin aileleri (Cohen vd., 2011) ve iki ve daha fazla evlilik yapılmış ailelerle (Brown ve Robinson, 2012) yapılmış olan çalışmalara rastlanmaktadır.
Aile psikolojik sağlamlık ve iyi oluş ilişkisi üzerine yapılan çalışmalar aile sağlamlığının psikolojik iyi oluş için elzem bir faktör olduğunu öne sürmektedir (Merz, Consedine, Schulze ve Schuengel, 2009; Umberson, Crosnoe ve Reczek, 2010). Yaşam boyunca farklı aile ilişkisi türleri gelişir ve bireyler arasındaki bağlar - ve onların içsel karşılıklı bağları - anlam duygularını geliştirerek ve sosyal ve fiziksel kaynaklar aracılığıyla bireysel iyi oluşa katkıda bulunur (Thomas, Liu ve Umberson, 2017). Aile ilişkileri bağlamında, yaşam boyu süren nesiller arası ilişkilerin (ebeveynler, çocuklar ve kardeşler arasındaki ilişkiler) aile üyelerinin fiziksel ve zihinsel refahları ile ilişkili olduğu gösterilmiştir (Polenick, DePasquale, Eg-gebeen, Zarit ve Fingerman, 2016).