Narsisizm ve Paranoya
Narsisizm ve Paranoya

‘’Dıştaki (ben olmayan) dünya değersiz, tehlikeli ve ahlaksızdır. Öyleyse narsist insan çok büyük bir çarpıtılmanın içinde demektir. Kendisini, kendisinin olan şeyleri aşırı değerli bulur. Kendisinin dışında kalan her şeyse değersizdir. Burada aklın ve nesnelliğin uğradığı zedelenmenin ne denli büyük olduğu açıkça görülür.’’ - Erich Fromm

Narsist kişi, etrafındaki insanları düşman olarak görme eğilimindedir. Güven duygusunun eksikliği yaşamın ilk zamanlarında oluşturduğu bu durumla sebebiyet verir. Kişi bir bütün olmakta zorlanır, dış dünyayla ilgili sorunları vardır, öz benlikleri tam olarak oluşmamıştır. Kişi dış dünya yaşananlarla kendi düşüncelerini tam anlamıyla örtüştüremediği için kendine inanmaya meyillidir ve genellikle bu şekilde ilerler. Kişi etrafındaki insanların onun hakkında konuştuğunu, sürekli onun hakkında planlar yaptığını, onu kötü etkileyebilecek şeyler hakkında bir şeyler yaptığını düşünür. Bundan dolayı daha hakimiyet duygusuna girmeye çalışır. Bu hakimiyet duygusu ulaşabileceği, girebileceği her yere erişmeye çabalamasıdır. Kendini bu şekilde rahat hissettirdiğini söyleyebiliriz. Bu aradığı hakimiyet ve kontrol hissine ulaşamadığı noktada onu sarstığı ve bundan kaynaklı olarak yüksek seviyede tepkiler verdiğini gözlemleyebiliriz. Bir diğer açıdan baktığımızda da kişi etrafındaki insanların onun hakkında yaptığı şeyleri kendine pay vererek kendini üstünlüğünü ve önemli olduğunu düşünür. Aslında bir diğer açıdan baktığımızda da kişinin bu düşünceleri onu kendi gücü ve üstünlüğü hakkında oldukça tatmin eder. Yaşadığı bu durumlardan kötü hissetmemek için bu savunma mekanizmasını fazlasıyla kullanır. Bu sanrıları çevresindeki insanlara da aktarıp onları bir nevi kendi safına çekmeye ya da onları karşısındakinin isteyebileceği önemli şeylerle ikna etmeye çalışabilir ve bu ona büyük bir doyum hissettirebilir. . Bu düşüncelere ve sanrılara genellikle olumsuz yaşam olayları sebep olur. Narsist kişi bu paranoid düşüncelerden kaynaklı yaptığı kötü şeylerde çevresindekilerin onun üzerinde gidip belki de onu yıkıcı şeyler söyleyeceklerinden korkabilir ve bundan dolayı da onların söylemesini engelleyecek şeyler yapabilir. Ortamdan kaçınma, belki kendini rahatlatabilecek şeyler söyleme, bir şekilde odak noktasını başkasına çevirme vb. şeyler olabilir. Etrafındaki insanların akıllarından geçmese bile her ihtimale karşı kişi bu durumun önlemini alıp kendini rahat hissedecektir. Çünkü tersi durumda içinden büyük bir agresyon çıktığını görebiliriz. Güven duygusunun eksikliği ve paranoid düşüncelerinden dolayı genel açıdan baktığımızda etrafındaki her insan için bu düşüncesini kullanır. Etrafındaki insanların onu tamamen kullanmaya odaklı olduğu ve çıkar ilişkisi dışında onunla iletişim kurmayacaklarını düşünür. Belki de kendisinin de böyle düşüncelere sahip olduğundandır. Narsist kişi kendi doyumunu ve yararını düşünür, başka insanların ihtiyaçlarını asla görmez. Bundan kaynaklı olarak ya etrafındaki insanlara çok detaylı bakmaya ve çevresine giren yeni insanlara pek de iyi olmayan tutumlar sergiler ya da etrafına çok da insan almaz. Bu tutumlara iyi ya da kötü karşılık verip yine de yakınında kalmaya çalışan ya da kalan bireylere karşın ekstra bir yakınlık sergileyebilir. Genel olarak karşısındakine iyi ve ekstra özenli davranıp karşısındaki etkileyebilir ancak yaşadığı düşüncelerden kaynaklı olarak bir gün çok değer veriyor gibi gözüken kişi ertesi gün ona bambaşka bir şekilde yaklaşıp çok kötü davrandığını da gözlemleyebiliriz. Karşısındakilerini kırmaktan, yaralamaktan çok da çekinmediğini söyleyebiliriz. Bu tarz düşünceler romantik ilişkilerinde de partnerine karşı fazlasıyla ortaya çıkar. Partnerinin söylediği kelimelere ve cümleleri kendine göre oldukça bambaşka bir tarafa çekebilir ve bundan dolayı da içinde olan o agresyonu dışarı vurur. Kimi zaman yaşamının ilk zamanlarındaki alamadığı o güven hissini alabilmek için karşısındakinden çok fazla bunu hissetmeye çalışır. Aynı sebep ve düşüncelerden çıkan tartışmaların sonucu aynıdır. Bir nevi ilişkiyi kendi kendine yok etme diye bahsedebiliriz. Kişi o güven hissini tamamen alıncaya kadar bu sorunların sürekli ortaya çıktığını görürüz. Bu sorunlar çoğunlukla kıskançlık ve ihanete uğrama vb. gibi durumlardan kaynaklıdır. Partneri de buna uygun şekilde ilerleyen biriyse partnerine daha fazla bağlanmasını gözlemleyebiliriz.

Sonuç olarak; narsistik kişilerin statülerine veya egolarına yönelik algılanan tehditlere karşı sürekli tetikte olmaları nedeniyle etrafındakileri düşmanca görebilirler. Genellikle çevresindeki insanları sorgulama ve sadakatleri ile ilgili yersiz şüphelerle meşgul olurlar. Aynı zamanda etrafındaki insanların onları nasıl algıladığına dair ekstra bir duyarlılıkları da vardır. Çünkü narsist kişiler başkalarının gözünde kendi yansımalarını önemserler ve buna hayranlardır. Yaptıkları çoğu şey aslında kabul etmedikleri ve kendilerine bile itiraf etmedikleri kendilerini sevmeme duygusundan dolayıdır. Kişi bu durumları narsistik açlığın doyurulmadığı ve meydana gelene narsistik yaralanmayla birlikte bunu savunma mekanizması olarak kullanır.

Eyüp Can GÖNÜL